Tarım için OSB’ye karşı direnen köylüye ‘gözdağı’: ‘Toprağımıza dokunmasınlar’

AYŞEGÜL KASAP

Amasya’nın Taşova ilçesi Çambükü köyüne yapılması planlanan organize sanayi bölgesiyle (OSB) ilgili yargı süreci devam ederken, jandarma ve polis ‘ansızın’ araziye girdi. Köy halkına göre yargı süreci devam ederken bu girişimlerin amacı ‘gözdağı’ ve süreci ‘oldu bittiye getirmek.’

Muhtar Fatma Celep OSB’yle beraber köylerinin de yok olacağını söyledi: “Bugün dozerler, askerler yine başımıza geldi. Bütün köylümüz perişan halde. Bir avuç tohum ekmedik. Elimiz koynumuzda kaldı. Ahırda mallarımız kaldı.”

Koyunlarını otlatan bir çiftçi de Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’ye tepki gösterdi: “Bu ülkede biz yaşayamayacak mıyız? Hayvancılık yapamayacak mıyız? Tarım yapamayacak mıyız? Elimizden arazimizi alıp hayvancılık yap diye teşvik veriyorsunuz.”

OSB’nin yapımı geçen yıl kararlaştırılmıştı. Tarım arazileri alanında olduğu için halk bunu istememişti. Köyün mezarlığının da OSB için tahsis edilmesi yöre halkının sabrını taşırmış, köy halkı muhtarın gerekli evrakları imzalamamasını istemişti. Muhtar İlyas Celep “O mezarlıkta iki şehit var” diyerek tahsis işlemi için gerekli evrakları imzalamamıştı.

Daha sonra valiliğin “Biz devletiz istediğimizi alırız” sözlerine ve kaymakamlığın baskılarına direnen muhtar görevden alınmış yerine ‘kayyım’ atanmıştı.
Yargı süreci devam ederken, jandarma ve polis köylülerin arazisine girmiş, ürünlerini korumak isteyenleri de gözaltına almıştı. Ayrıca dozerlerle ekilen ürünler de biçilmişti.

Köyün geçim kaynağı zaten tarım ve hayvancılık. OSB’nin kurulmasıyla beraber tarım ve hayvancılık bitecek. Köylüler bu nedenle direniyor. Yargı süreci de devam ediyor.

Son bilirkişi raporu ‘Yapılamaz’ dedi
Bilirkişi raporları da köylünün lehine. Üçüncü bilirkişi raporunda şöyle denildi: “OSB yapılacağı gerekçesiyle 4342 sayılı mera kanunun 14’üncü maddesinin (i) bendi hükmü gereği tahsis amacı değişikliğinin; çevreye, tarım ve hayvancılığa etkileri, uzun dönemli kamu yararı, Çambükü köyünün tarım ve hayvancılık faaliyetleriyle, mera ihtiyaçları, mevcut ve yeni tahsisi yapılan mera parsellerinin durumu ve yetersizliği değerlendirildiğinde, uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.”

Köylü perişan
Yargı süreci devam ederken bir kez daha jandarma ve dozerler köye girdi.

Köylüler yargı kararı beklenmeden sürekli tarlalarına girilmesini ‘gözdağı’ olarak yorumluyor.

Köyün muhtarı Fatma Celep şöyle dedi: “Mahkememiz bitmedi. Bugün dozerler, askerler yine başımıza geldi. Bütün köylümüz perişan halde. Bir avuç tohum ekmedik. Elimiz koynumuzda kaldı. Ahırda mallarımız kaldı. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bize yardımcı olsunlar.”

‘Devletten yardım istemiyoruz, çalışıp yiyoruz’
Diğer köylülerse “Çok çaresizce kaldık. Bize yardım etsinler. Toprağımıza dokunmasınlar. Bizim derdimiz toprak. Biz devletten yardım istemiyoruz. Ellerimizle çalışıp yiyoruz. Belediye başkanı, vali hiç kimse bizim yanımızda değil. Derdimizi dinlemiyorlar. OSB’ye karşı değiliz yerine karşıyız. Karşıda yer var oraya yapmadı geldi buraya. Bir de toplantılarda arsa dağıtıyorlar” diye konuştu.

Karar ‘siyasi’
Bölge halkı, alternatif başka bir yer varken ve tarım arazileri yok olmadan da OSB yapılabilecekken kendi köylerinin seçilmiş olmasının tamamen ‘siyasi’ olduğu görüşünde.

Köy sakini Yalçın bey şöyle demişti: “Kırsal yerlerde herkes mevcut hükümete oy veriyor. Vermeyen tek köy bizim. Bu proje için dört ayrı yer gündeme gelmişti. Üçünden vazgeçildi. Üçüncü köyden vazgeçilmesi nedeni MHP ilçe başkanının o köylü olması. Ayrıca Amasya belediye başkanı da aynı partiden, MHP’li. Onlar da birbiriyle arkadaşlar. Vali de bunlardan emir alıyor. Sonra bizim köye yönlendiriyorlar. Siyasi yani. Bizim de arkamız yok. Biz seçimlerde oyumuzu veririz gelir evimizde televizyona bakarız. Hiçbir siyasi partiye gidip de sizdeniz demiyoruz. Daha sonra yetkili ağzından kaçırdı zaten. ‘Diğer üç köyün de sizinle durumu hemen hemen aynıydı. Ama sizin köye yaptık’ dediler. E onların köyüne yapmayıp da neden bizim köyümüzde yapıyorsunuz?”